Perşembe, Mart 16, 2006

Tek kelimeyle; BEN!

Başak erkekleri
Şunu hemen açıklığa kavuşturmakta yarar var. Eğer kalbiniz romantik rüyalara ve peri masallarına açlık duyuyorsa, umutlarınızı sakın Başak erkeğine bağlamayın; yoksa kendinizi ölüm orucu içinde bulursunuz. Başakla kurulan bir gönül ilişkisi, hayatını sadece tatlı duygulara bağlamış olan bir insanı sert bir vuruşla soğuk yere indirdiği zaman, üzücü olabilir.

Bu adam hemen hemen tamamiyle pratik, nesnel bir düzeyde yaşar ve hikaye kitabı aşklarının gerçek dışı duygusallığına bel bağlamaz. Kuşkusuz, bu tümüyle bir anlayış sorunudur. Çünkü, herşeyden önce, böyle bir aşk kendisini kadın-erkek ilişkisinin eşiğine yaklaştırmakta pek işe yaramayacaktır. O, odanızın penceresi altında serenat yapacak tipte bir adam değildir.

Aslında Başaklar, çocukluğun ilk yıllarından başlayarak aşk konusuyla çok derinden ilgileneceklerdir, ama Romeo Juliet cinsinden bir aşkla değil. O, aşk sözcüğünü en güzel şekilde, kendisini karşılıksız olarak ailesine, arkadaşlarına, kendisinden daha zayıf ve olanakları daha az olanlara adamakla ifade eder. Başak içgüdüsel bir çalışma aşkıyla doğmuştur. Böylesine yükseklere erişememiş olan Başaklar bile, şu ya da bu şekilde bencillikten uzak bir adeale hizmet edememenin hafif suçluluğunu duyarlar. Dramatik heyecanlar, duygusal vaadler, yapışkan sevgi şeklinde kendini gösteren bir aşk, Başak erkeğini sadece soğutmakla kalmaz, şehir dışına giden ilk otobüse ya da trene atlayıp kaçacak kadar korkutur da. Ancak, o her ne kadar çelik ve buz karışımı gibi görünürse de, uygun sıcaklığı bulunca zevkten eriyebilir. Hiç kuşkusuz, Başağın kalbine giden yollar vardır. Gizli yollar. Arsızca peşinden koşmak bunlardan biri değildir. Bir sürü flörtçü kadının ve tehlikeli deniz kızlarının şaşırarak ve düş kırıklığına uğrayarak öğrendikleri gibi, koketlik ve cinsellik bu yollardan biri değildir. Başaklar aşkta fazlalıktan çok kalite ararlar. Her katagoride kaliteye oldukça önem verdiklerinden, gerçek aşk ilişkileri çok azdır ve bunlar bazen de talihsizlikle veya herhangi bir şekilde üzüntüyle sonuçlanır. Başağın böyle bir hayal kırıklığı karşısındaki normal tepkisi, kendisini bulabildiği en zor işe gömmek, genel olarak toplumdan uzaklaşmak ve bundan sonraki aşk olasılıklarında iki kat daha dikkatli olmaktır. Büyük strateji kullanmak ve çok sabırlı olmak zorunda kalabilirsiniz. Başağın esas içgüdüsü iffettir ve bundan ancak iyi bir nedenle ya da fevkalade iyi bir kadın için vazgeçebilir. Başakların hepsi değilse de çoğu, başka burçlara göre çok daha büyük kolaylıkla bekar yaşayabilirler. Kadere karşı koymadan boyun eğmek onlara doğal geldiği için, anlamadıkları disiplin kurallarına da katlanırlar.

Hiç belli etmese de, Başak incelikle baştan çıkarma sanatının ustası olabilir. Başak erkek, keskin zekayla sağlam toprağın karışımıdır. Soğuk flörtçülüğüyle bir çok kalbi kırmasıyla tanınırsa da, onun eleştirici analiz duygusu ve herkesi beğenmeyen zevki selimi, sık sık çıktığı flört gezilerinde platonik alandan ayrılmasına pek olanak vermez.

Başak aşık olacağı kişiyi bulmak için o değerli zamanını harcamakta acele etmeyecektir. Çünkü yeme, giyinip kuşanma, sağlık ve çalışma alışkanlıklarında olduğu gibi, kadın seçiminde de aynı derecede eleştirici ve kılı kırk yararcasına özenen bir insandır. Sakın onu yanıltmaya ya da ona yalan söylemeye kalkışmayın. Sizin Başak aşığınız hiç hayale kapılmaz. O, nezih, dürüst ve samimi bir ilişki ister. Bunu bulma şansının ne kadar az olduğunu kendi de çok iyi bilir; ancak, daha azına razı olacağını ummanın hiçbir yararı yoktur. Şayet koşullar onu uygunsuz bir ilişki kurmaya zorlamışsa, bu ilişkinin pençeleri arasında uzun süre kalmayacağından kuşkunuz olmasın.

Başak, aklının başından alınması zor bir erkektir. Devamlı bir aş ihtiyacıyla yanıp tutuşmadan uzun süre yaşayabilir. Eğer aklınızı ona taktınızsa, bu sizi ağlatmaya yeter. Acaba mermerden mi yapıldığını, yoksa kalpsiz mi olduğunu merak edersiniz. Hayır, mermerden yapılmamıştır, ve evet, kuşkusuz bir kalbi vardır. Sabırlı olun, bekleyen sonunda muradına erer.
Bununla birlikte, gerçekten aşık olduğuna karar verince de, büyük bir sadelikle duygularını size açıklayacaktır. Aşkı başka burçlarda olduğu gibi asla dalgalanmadan, sürekli bir alevle yanacak ve yıllar geçtikçe harikulade bir güvenilirlikle sıcaklığını sürdürecektir. Başak aşkının peri masalına benzeyen tek yanı, eğer gerçekten aşıksa, gerçek eşine sahip olmak için yıllarca beklemesi, ya da onu alıp aile ocağına getirmek için binlerce dağı aşmayı göze almasıdır.

Bir Başak erkeği kadınları üzen küçük büyük tüm sorunlara karşı istisnasız çok anlayışlı, düşünceli ve müşfiktir. Kristal kadar berrak bir hafızası vardır ve neden o kadar önem verdiğinize pek akıl erdiremese de, özel günleri herhelde unutmayacaktır. Başak erkekleri son derece sahiplenen kişiler olmalarına karşın, öyle delice ateşli bir kıskançlık göstermeyeceklerdir. Bu size önemsiz ince bir çizgi gibi gelir, ama önemlidir. Başaklar son derece sadıktır ve aile bağlarını koparmayı hiç istemezler. Ancak, hoşgörüleri kötüye kullanılıp da sonunda bıçak kemiğe dayanınca, boşanmak için mahkemeye başvurmakta bir an tereddüt etmezler. Evlilik bir kez bitmişse bitmiş demektir. Bir kez kararını veren Başak erkeği, yoluna devam eder, artık gözyaşları dökmeniz, yalvarıp yakarmanız boşunadır, kararından dönmez.

Başak erkekleri kural olarak baba olmak için yanıp tutuşmazlar. Onların kendilerine has egoları, ruhsal tatmin için çocuk sahibi olmak ihtiyacında değildir ve Başaklar küçük aile sahibi olmak isterler. Böyle olduğu halde çocuk sahibi olunca da Başak son derece çocuklarına düşkün bir baba olur ve sorumluluklarını hiçbir zaman hafife almaz. Çocuklarının yeteneklerine geliştirmek ve onları kendi yüksek davranış standartlarını aşılamak için pekçok saatlerini severek harcayacaktır. Bir Başak baba zeka ve kültüre büyük önem verecek ve ahlak, nezaket ve iyi vatandaşlık konularında çocuklarını titizlikle eğitecektir.
Başak sağlığına biraz titizlik göstermenizi bekleyecektir; ama hasta olduğunuz zaman o da sizin başınızda bekleyecek ve size bakacaktır.

Çarşamba, Mart 15, 2006

Kızıl Gezegene Gidin

http://www.google.com/mars

Dünyadan sıkılanlar için Mars Gezegenine ufak bir yolculuk :)

Salı, Mart 14, 2006

Şampiyonum :)

Belki birgün döner bakarım buralara diye yazıyorum. O zaman amacına uygun olsun değil mi? Uzun zaman çalışmanın sonucu ortaya çıktı. Birinciyim :) Alonso kadar olmasada bana zevk veriyor. Bundan sonra daha fazla çalışmalıyım. Aileme tüm desteklerinden ötürü teşekkürler!

Pazar, Mart 12, 2006

Şampiyonlar şampiyonu Alonso! :)

Bugün yarış haftamın son günüydü. Tabii büyük gündü. Dün demiştim kalkış şampiyonu Renault diye :) Alonso ilk viraja gelmeden 2. sıraya yerleşti bile :) Neyse yarış bu sene süper heycanlıydı. Heycandan yerimde duramadım. Hele ki Alonso'nun M. Shumacher'i geçişi tek kelimeyle mükemmeldi. Yani o artık Şampiyonlar Şampiyonu sıfatını hak etti! Sıralama aşağıda. Eğer izlemediyseniz çok şey kaçırdınız demektir.
Son olarak günün mükemmellerinden Raikkonen hakkında bir iki satır döktüreyim. Raikkonen'in dün kanat problemi yaşadığını belirtmiştim. Bugün gridin sonundan başladı. Ancak daha ilk turda 22. sıradan 15. sıraya yerleşti. Sonrası malum 11., 8., 5., 3.(!). İşte bu şekilde mükemmel bir yarış çıkardı. Arabası dayanıklı, gösterişli ve hızlıydı. Alonso'ya çok ter döktürecek diğer yarışlarda :) Seyir keyifi yüksek yarışlar olacak. Şiddetle izlemenizi öneririm. Bu arada Raikkonen sadece 1 defa pit-stop yaptı. Yani ağır bir araçla bunu başardı. Allah bizi (Renault) McLaren'den korusun :) Toyota tek kelimeyle vasat durumdaydı. Fisichella ise yarışın başlarında ayrodinamik sorunu yaşadı ve çıktı.

2006 Bahreyn Yarış Sonucu
1. Alonso (Renault)
2. M. Shumacher (Ferrari)
3. Raikkonen (McLaren)
4. Button (Honda)
5. Montoya (McLaren)
6. Webber (Williams)
7. Nico Resberg (Williams)
8. Klien (RedBul)

NOT: Nico Rosberg yarışın başında kanadını değiştirmek zorunda kaldı. Eğer değiştirmeseydi son turlara doğru yaptığı (11. sıradan 7. sıraya) atakla başımızı (Renault) ağartacaktı. Ama diğer yarışta kendini gösterecektir. Gerçekten yetenekli. Coulthard'ı bir geçişi vardı ki sormayın. Sanki 20 yıllık F1 tecrübesi var. Bir insanın savunması bu kadar mı kolay parçalanır? Coulthard bilindiği gibi savunma duvarı gibidir. Gelecek vaat ediyor bu Rosberg! Babasıda 1982 F1 Şampiyonu!

SÜRÜCÜLER KLASMANI:
1 Fernando Alonso (İspanya) Renault 10 puan
2 Michael Schumacher (Almanya) Ferrari 8
3 Kimi Raikkonen (Finlandiya) McLaren 6
4 Jenson Button (İngiltere) Honda 5
5 Juan Pablo Montoya (Kolombiya) McLaren 4
6 Mark Webber (Avustralya) Williams 3
7 Nico Rosberg (Almanya) Williams 2
8 Christian Klien (Avusturya) Red Bull 1
9 Felipe Massa (Brezilya) Ferrari -
10 David Coulthard (İngiltere) Red Bull -
11 Vitantonio Liuzzi (İtalya) Toro Rosso -
12 Nick Heidfeld (Almanya) BMW Sauber -
13 Scott Speed (ABD) Toro Rosso -
14 Ralf Schumacher (Almanya) Toyota -
15 Rubens Barrichello (Brezilya) Honda -
16 Jarno Trulli (İtalya) Toyota -
17 Tiago Monteiro (Portekiz) MF1 Racing -
18 Takuma Sato (Japonya) Super Aguri -

MARKALAR KLASMANI:
1 Renault 10 puan
2 McLaren-Mercedes 10
3 Ferrari 8
4 Honda 5
5 Williams-Cosworth 5
6 RedBull-Ferrari 1
7 Toro Rosso-Cosworth -
8 BMW Sauber -
9 Toyota -
10 Midland-Toyota -
11 Super Aguri-Honda -

Cumartesi, Mart 11, 2006

F1 güzel başladı...

F1 Bahreyn yarışı gerçekten iyi olacak gibi. Bugün sıralama turlarında süper bir çekişme oldu. Favorim Alonso 4. sırada start alacak olsada bu yarışın kalkış şampiyonları Renault takımıdır. Bunu herkes bilir. İşte bu yüzden pek üzüldüm diyemem ama biraz burukluk var tabii.
Bu arada bazı kural değişiklikleri ve sıralama turu formatının değiştiğini belirtmek gerek. Bunlara değineyim biraz. Öncelikle motorlarda meydana gelen bir değişiklik varki ben hala sebebini anlamış değilim. V10 motorlardan 200 beygir daha düşük güş üreten V8 motorlara geçiş yapıldı. Malum zaten Ferrari'nin normal araçlarında da bu motor kullanılıyor. Yani Ferrari bu motoru iyi tanıyor tabii bunun avantajını kullanıyor. Diğer kural değişikliği ise yarış esnasında lastik değiştirme yasağının kalkması ile ilgili. Artık pit-stop heycanı geri geliyor. Tabii buda BRIDGESTONE'nun işine yarıyor. Daha kısa sürede yıpranan ancak daha performanslı lastikler üretebilecekler. Yani bu sene kurallar 2 sene önceki gibi M. Schumacher'in işine geliyor. Nedendir bilinmez?
Birde Yeni sıralama turu formatı varki ağzım damağım kurudu heycandan. İlk 15 dk boyunca tüm araçlar çıkıyor piste herkes istediği kadar tur atıp en iyi dereceyi elde etmeye çalışıyor. Bu süre bittikten sonra son 6 kişi eleniyor ve 22 ile 16 arasında diziliyor. Daha sonra ki 15 dk boyuncada 16 araç pistte tur atıyor ve onlardan da 6'sı eleniyor ve 16-10 arasında diziliyorlar. En son 20 dk içinde ise kalan 10 araç 1. olmak için tur atıyor. Bunu bu gün M. Schumacher yaptı. İyi bir yarış çıkaracaktır. Massa (yeni takım arkadaşı) ile kıran kırana mcadele verdiler. Güzeldi. Oda 2. oldu. sıralama Aşağıda var. Yarın ki yarışı heycanla bekliyorum.

Bahreyn Sıralama Turları Sonucu
1. M. Schumacher (Ferrari)
2. Massa (Ferrari)
3. Button (Honda)
4. Alonso (Renault)
5. Montoya (McLaren)
6. Barrichello (Honda)
7. Webber (Williams)
8. Klien (RedBull)

NOT: Raikkonen daha ilk 15 dk'lık seansta arka kanadındaki bir hasar yüzünden arka sağ lastiğini kaybetti ve en son sırada başlayacak. Acıkçası buna üzüldüm. Montoya 5. olduğuna göre o kesin ilk 3'te olacaktı. Kısmet yarına sanırım. Ayrıca McLaren karizma aracıyla göz doldurdu.

Cuma, Mart 10, 2006

DMYO sitem yayında :)

Okulum için yaptığım web sitesi bugün itibarı ile hayata geçti. Şimdiden yeni bir siteye başladım bile. Bu pek hoşuma gitmedi :) neyse insanın emeğinin karşılığını görmesi güzel :)

Devrek Meslek Yüksekokulu

Çarşamba, Mart 08, 2006

Sayın Weycell'in Şarkı Sözü :)

Bu sömertır tatilinde arkadaşlarım arasında ayrı yeri olan Weycell (Veysel) ile buluşma fırsatım oldu. Bu buluşmamız esnasında Mustafa'da yanımızdaydı ve eğlenceli bir buluşma olduğu kanısındayım. Buraya kadar herşey normal. Ancak Weycell'in elinden eksik etmemeye başladığı klasik gitarını kılıfından çıkarıncaya kadar normal olan bu durum birden değişti. Esrarengizdir ki ben Weycell'in müzik konusunda bu kadar istekli ve yetenekli olduğunu bilmezdim. Neyse; Mustafa ve Weycell bir şarkı yapmaya kara vermişler. Aslında müzik var ama sözler yok :) Mustafa elektro gitarıyla Weycell'e eşlik ediyor. Lafı uzatmayacağım. Siz karar verin. Sözler ve Müzik: Mustafa Kılıç - Weysel Gökgöz.

Şarkı Adı Bilinmiyor :)

Bir varmış bir yokmuş derken, başladım hayata.
Zenginliğide gördüm, fakirliğide.
Anladım ki koskoca, çözülmemiş hikaye.
Tükettim tüm umutlarımı, daha ilk sahnede.
Haykırıyorum sadece ona, hayata.
Feryadım, varlığım, dünyam hikaye.
Bitsin yeter! Vazgeçiyorum, usandım.
Oyunlarım, kalbim, hislerim hikaye.
Geldi geçti tüm dostlarım, yanlızım artık.
Farkındayım ansızın çöktü karanlık.
Gidecek bir yerim yok yazık çok yazık.
İndi perde ben düşüyorum önüm karanlık.

Pazar, Mart 05, 2006

uzun zaman olmuş :(

farkındayım yazmayalı uzun zaman oldu. Toshiba M70 125 Pro makineme kavuştum sonunda. Adınıda Rabiya koydum :) İyi şimdilik bir sorun yok! Aşağıda az önce millete attığım bir mail var World Community Grid programı ile ilgili. Mail size gelmediyse burdan takip edin :)

**************************************************************************
Öncelikle belirtmeliyim ki bu mailden hiçbir kurumun veya kişinin çıkarı yoktur! Sadece bilim adına bir çıkar söz konusu. Bu maili arkadaşlarınıza Forward (ilet) ederken lütfen arkadaşlarınızın adreslerini BCC kutucuğuna yazınız, TO kutucuğuna da kendi adresinizi yazınız. Böylece mailin gerçek amacının spam mail oluşturmak olmadığını da vurgulamak isterim.
**************************************************************************
Öncelikle World Community Grid programı hakkında bilgi vereyim. Programı http://www.worldcommunitygrid.org/ adresinden temin edebilirsiniz. Program zaten küçük boyutlarda. Daha sonra kurulum yaparak programı çalıştırın. Program açılırken sizden kullanıcı olmanızı isteyecek. Kutucuklara uygun cevapları vererek programı başlatın. Program daha sonra kendisine müdahale etmenize gerek kalmadan otomatik olarak çalışacaktır. Ancak internet bağlantınız olmalı!

Şimdide size World Community Grid programının içeriğinden bahsedeyim. Program şimdilik içinde iki adet proje destekliyor. Birincisi insan protein yapısı hakkında diğeri ise AIDS hakkında. Bu projelerde kullanılan büyük kapsamlı makinelerin yetersizliği yüzünden IBM?in de desteklediği böyle bir girişim oluşturulmuş. Mantık basit. Projeleri ufak parçalara ayırıp sizin makinenizde bu program sayesinde çözülmesi sağlanıyor. Yani sizde bilime katkıda bulunuyorsunuz.

Bu maili daha doğrusu bu programı yayma düşüncemin nerden geldiğini anlatayım size. Bu projeyi ilk duyduğumda hemen alıp yükledim. Makineme yük getirmiyordu. Bazen programın varlığını bile unutuyorum :) http://www.worldcommunitygrid.org/ adresinde kendi hesabınızın sayfası vardır. Ordan bir takıma üye olabiliyorsunuz. Ben TurkeyPro adında bir takıma üyeyim. Türklerin oluşturduğu bir takım bu. Ancak sadece 25-30 kişi var. Bende sanırım diğer takımlarda böyledir diye merak ettim. Ama durum böyle değil :( Diğer takımlara (nerdeyse her devletin takımı var) baktım 1-2 bin kişi en az. Türk olmaktan utandım diyemeyeceğim ama Gururum incindi desem daha doğru olacak. Tamam toplumca biraz cahiliz ama bu kadar olacağını tahmin etmiyordum ?. Nerdeyse herkesin (bu maili alanların) evinde bir bilgisayarı var ama MSN ve diğer sohbet programları dışında ne kullanıyorsunuz? Biraz düşünün. Avrupa ve diğer ülkeler neden öndeler? Hala Osmanlı Devleti kafasında mıyız yoksa? Bilime yardımcı olmak isteyen arkadaşlara bu mail umarım bir kaynak olur. Lütfen biraz özveri!!! En azından alın bir defa kurun makinenize sadece bir proje geri gönderimi yapsanız belki ilerde AIDS yüzünden ölecek bir kişiyi kurtarmış olursunuz! İleriyi bizden önce keşfedenlerin yaptıkları ürünleri kullanıyorsunuz şu anda. Geleceği düşünün biraz. Anı yaşamak saçmalıkları geride kalsın artık. Sizinde çocuklarınız, torunlarınız olacak. Siz anı yaşayın diye onlara cehennemi yaşatmayın!

Maile ek olarak programın bir resmini koydum. Bunu forward etmek size kalmış. Ancak lütfen forward ederken yukarda belirttiğim gibi gönderin.

Kolay gelsin?
Mehmet IŞIK.